9 Ağustos 2012 Perşembe

hatırlaman gereken zaman mı vardır?


Eski telefonunu eline alırsın, yenisine geçici süreliğine veda etmişsindir.
Rehberine bakarsın hatırlaman gerekenler, hatırlaman gerekip de ısrarla kabullenemediğin insanlar bir anda geçer gözlerinden.
Aklına gelir her şeyleri, gözünden ısrarla gitmezler.Sıksık kapatıp açarsın, unutulmamayı dileyerek söyleyemedikleri son cümlelerini dile getirmeye başlarlar.Susturmak istersin zamanında susturuşların gelir aklına; bir güdü zorlar, dinlersin, anlatırlar susturmana kızarlar ‘özledim’ derler ‘susma’ derler susturma, gizleme.Ne kadar daha derler nereye kadar? Bu seninkisi ‘direnmek mi boşuna savaşmak mı?’ derler.O zaman asla konuşamazsın söyleyemezsin duymakta, yutkunmakta zorlanırsın.Neden dersin nerden? Sessizce bir gözyaşı gelir, ağlamaya zorlar yine direnirsin o yine anlatır o zamanda ağlamamak için direniyordun, şimdi neden?
Söyleyeceklerini bekler, söyletmediklerini söyledikten sonra.Bu sefer kendine karşı koymaya çalışırsın.Yalvarma sırası sendedir.Kendine yalvarırısın ‘sus’ diye.Konuşsan, konuşmayı becerebilsen dinlemekten neden kaçtığını anlatabilsen diye başlarsın, kızmaya.İşte o zaman kızar sana yıllar önce bitiremediği bir cümleyi söyler; ‘yine kendi kendine’.Öyle söylerdi zaten hep kendim kızarmışım, kendim konuşurmuşum.
Belki kızma sırası bendedir, madem konuşacaktın neden telefonumun bozulmasını bekledin, bekleyebildin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder